Kulaklıklarımızın içinde bulunan hoparlörler, 1 cm bile yok! Buna karşın eğer âlâ bir kulaklığımız varsa bası kusursuz bir biçimde hissedebiliyoruz değil mi?
Bu kadar küçük hoparlörlere sahip olan kulaklıklarımızın bası nasıl ürettiğinin karşılığı ise sesin fiziğinde yatıyor!
İlk olarak sesin nasıl yayıldığını hatırlayalım.
Sesin yayılımı deyince hepimizin aklına gelen bir manzara vardır: yayılan titreşimler. Ses, bir havuzdaki dalgalar gibi yayılarak hareket eder. Bas frekansı ise uzun dalga uzunluklarına ve dönemlere sahiptir.
Bu yüzden yayılarak yok olma ihtimali daha fazladır. Hoparlör ne kadar büyük olursa büyük dalgaları yaratma talihi o kadar artar. O vakit kulaklıkları farklı kılan ne?
Kulaklıklar, büyük hoparlörler üzere açık havada çalışmıyor.
Kulaklıkların birçoğu, kulağımızla arasında küçük bir tünel oluşturuyor. Ortada pek hava olmuyor yani. Kulak kanalımıza yerleştirilmiş bir kulak içi hoparlör, kulak zarımızla ahenk sağlıyor ve küçük boyutuna karşın bol ölçüde bas üretebiliyor.
Ayrıca “kemik iletimi” denen durum, kulaklığımızın bas üretiminde büyük rol oynuyor. Ses titreşimleri, doğrudan kafatasımızın kemiklerine gönderiliyor. Kulak zarlarımız 80 Hz’in altındaki frekanslara fazla reaksiyon vermezken beynimiz 20 Hz’e kadar olan frekansları algılayabiliyor. Bas frekansları, göğüs ve mide üzere beden boşluklarımızda rezonansa (en kolay tabirle titreşim) giriyor.
Kulak içi kulaklıklar, direkt kafatasımıza baskı yaparak bas frekanslarını, kemik iletimi yoluyla direkt iç kulağa iletiyor. Kulak üstü kulaklıklar ise direkt kafatasıyla temas etmiyor. Bu yüzden en âlâ bas tecrübesini yaşamak için kulağınızı büsbütün içine alacak kulak içi kulaklıkları tercih edebilirsiniz.
Zaten kulaklıklar da bas faktörünü göz önünde bulundurarak tasarlanıyor.
Birçok kulaklık, özel olarak tasarlanmış kabin yahut akustik odalar kullanarak düşük frekansta daha tesirli ses üretebiliyor. Ayrıyeten dış gürültünün az olduğu ve hava girişinin engellendiği kulaklıklar, bas frekanslarının netleşmesini sağlıyor.
Tüm bu faktörler bir ortaya geldiğinde, minik kulaklıklarımız etkileyici bir halde derin bas frekansları üretebiliyor. Alışılmış ki markadan markaya, modelden modele değişiklikler ortaya çıkıyor.
İlginizi çekebilecek öbür içeriklerimiz: